-Neden? Neden yalnız olmak zorundasın? Neden acı çekmek zorundasın?
-Acı seni dinç tutar. Mutluluk dediğin şey asla sonsuza dek sürmez. diyorum.
-Bu çok saçma. Hiç birşey sonsuza dek sürmez. Yalnızlık kaderin olamaz.
-Yalnızlık ömür boyu sürebilir.
-Bunu değiştirmek senin elinde.
-Değiştirmek isteyen kim ki? Böyle mutluyum. Yalnızken daha iyiyim. Yalnız acı çekiyor, yalnız ölüyorum. Mükemmel eş yada yılın babası olmamanı kimse umursamıyor.
-Yanlış düşünüyorsun.
-Bunlar benim doğrularım.
-Doğru bildiklerin yanlış. Bu yanlışları düzeltmek istemiyor musun?
-Hayır istemiyorum.
-Seni seven insanları kendinden uzaklaştırıyorsun. Hayatında elle tutulur ne var söyle bana. Tanıdığın herkes hayatına mutlu bir şekilde devam ederken senin elinde hiç birşey yok. Hiç birşeyin yok şunu kabullen artık. Yalnızsın ve yalnız öleceksin.
Diyerek kalktı masadan ve arkasına bile bakmadan gitti. Yine bir başıma kalmıştım. Belkide yalnızken mutluydum ben. Neden bu şekilde düşünmüyordu insanlar. Sadece yargılamak istiyorlar. Yoksa yalnız olmam kimsenin umurunda değil. İnsanlar sadece eleştirmeyi seviyorlar. Karşısındaki kişinin mutlu olmaması değil olay. Sadece eleştirmek istiyorlar. Herkesi kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Asıl mutsuz olan onlar sanırım. Aslında sanmıyorum bundan eminim.
İnsanlardan uzak olmak en iyisi. Çünkü onlara ne kadar yaklaşırsan canın o kadar yanar ve canın yandıkça daha çok üzülürsün. Üzülmek istememem mi insanların zoruna giden anlamıyorum.
1 yorum:
aynen aga çözemediğim problemlerden biri bu durum.hayatına girip kafalarına göre takılmaya bayılır bunlar...
Yorum Gönder