28 Temmuz 2015 Salı

Siyah Beyaz Bir Geceydi




Her hangi bir şehir de her hangi bir bankta oturuyoruz. Saat ya gece yarısına varmak üzere yada gece yarısını geçiyor. Önümüz de bir sahil, bir göl belki de bir orman var. Gökyüzünde yüzlerce yıldız var gibi aynı zaman da yokta gibi.
Gözlerimin içine bakıyorsun bir an. Her şey anlamını yitiriyor işte o an. Her şey ve herkes durabilir. Zaman akışını kesebilir. Zaman dursa ve sen yüzlerce yıl gözlerimin içine baksan. Ama olmuyor. Zaman akmaya devam ediyor ve sen duymak istemediğim o cümleyi kuruyorsun. "Birlikte olmamız imkansız.". Neden diye soramıyorum. Çünkü sorarsam kuracağın daha kötü cümleler olduğunu düşünüyorum. "Peki." deyip susuyorum. Sen de susuyorsun. Sessizliğe gömülüyoruz.
Her hangi bir şehir de her hangi bir banktan kalkıyoruz. Saat ya gece yarısına varmak üzere yada gece yarısını geçti. Önümüz de bir sahil, bir bank belki de bir orman vardı. Gökyüzünde yüzlerce yıldız vardı belki de yoktu. Birbirimize sırtlarımızı döndük ve ters yönlere doğru yürümeye başladık.

14 Temmuz 2015 Salı

Mutlu Ol Yeter

Ne sevmesini biliyorum ben ne de vazgeçmesini.  Öyle boktan bir durum benimkisi. Ne seni unutabildim aradan yıllar geçmesine rağmen, ne de başka birini sevmeyi becerebildim. Ne yapacağımı bilemedim hiç. Sigarayı bıraktıktan sonra elimi nereye koyacağımı bılememek gibi bu.  Sana yazdığım ve senin okumadığın daha doğrusu okumayacağın kim bilir kaçıncı yazım bu? Kendimi şikayet ediyorum sana bu sefer. Yanlışlarımı bir bir anlatmak isterdim sana ben. Ama yapamıyorum. Tüm yanlışlarımı biliyorum da kelimelere dökemiyorum. Gözlerinin içine bakıp konusamadığım gibi. Senin gıtmenle beraber düştüğüm o kara delikte dönmeye devam ediyorum. İşin kötü yanı bu kara delik o hep hayalini kurduğum paralel evrene açılan bir kapı değil.  Çok mu saçmalıyorum sence? Okumayacağını bildiğim için saçmalama hakkını kendim de buluyor olmam gayet doğal bence., Niye gittin diye soramadığım gibi geri dön de diyemiyorum sana. Konudan konuya atlıyorsam kusura bakma ne olur. Tabiatım böyle benim az çok biliyorsun.  Kimseye kimseden bahsetmiyorum artık. Geçte olsa öğrendim bunu geçtiğimiz bir iki gün içinde. Kötü bir deneyimdi. Eğer görseydin kendini niye bu hale soktun deyip kızabilirdin. Peki bana kızmaya hakkın var mı? Kendini tamamen ulaşılmaz yaptın. Ne bir telefon ne bir adres hiçbir şey yok seninle ilgili elimde. Bu sekilde konuşarak sanki sana kötü şeyler yapmışım gibi bir his uyanıyor ben de. Ama yapmadım ki. Sen de biliyorsun bunu hem de gayet iyi biliyorum. Umarım bir yerlerde mutlusundur. Hep iyi olmak ne kadar kötü. Kızamıyorum bile sana. Mutlu ol istiyorum sadece. Ben değilim ama sen mutlu ol yeter.