3 Eylül 2018 Pazartesi

Ucuz Beyaz Şarap




Aylar sonra tekrar konuşmaya başlamıştık. Herhangi bir şey olacağından değil ama son bir defa "seni seviyorum" dediğini duymak istemiştim sanırım. Alsancak'ta bir barda buluştuk. Ben gittiğim de orada beni bekliyordu. Karşısındaki sandalyeye oturdum. Bira içiyordu ben de bir tane bira söyledim. Havadan sudan şeylerden konuştuk yarım saat kadar. Sonra eve geçmeyi önerdi bende olur dedim. Kipa'ya uğrayıp iki şişe beyaz şarap ile kavun-çilek aromalı soda aldık. Her zaman içtiğim marketteki en ucuz beyaz şaraptı. Poşetleri aldık ve evin yolunu tuttuk.
Evi Alsancak'taydı. Yürüme mesafesinde. Eve varınca hemen odasına geçtik. Bilgisayarından müzik açtı. Şarapları doldurdu. Müzik dinleyip şarap içtik yaklaşık iki saat kadar. O şarabı yıllardır içmeme rağmen tadı hiç bu kadar güzel gelmemişti.  Aynı koltukta yan yana oturuyorduk. Bir ara dolabına astığı takılara takıldı gözüm. Doğum gününde aldığım kolye de oradaydı. Mutlu olmuştum. Hatta odadan çıktığı bir arada gizlice fotoğrafını bile çekmiştim.
Odaya tekrar geldiğinde yanıma oturdu. Başımı omzuna koydum. "Ne oldu?" diye sordu, "Hiç" dedim. Tam karşımızda duran aynadan o halimize baktım bir kaç saniye. O ise bardağıyla oynuyordu. "Neyse" dedim içimden. Hava kararmış akşam olmuştu. Gitmek için kalktım. Kapıya kadar eşlik etti. Kapının yanında duran çantamı aldım. Tekrar görüşelim dedik birbirimize. Dostça yanaklarımızı birbirine değdirdik. Arkamı dönüp merdivenleri inmeye başladım.  O da kapıyı kapattı.
Kapıyı kapattığı anda bir daha görüşmeyeceğimizi biliyorduk ikimizde. Son defa vedalaşmıştık. Bana direkt "seni seviyorum" dememişti bu sefer ama o dolapta duran kolye yetmişti bana. O şarabı alıp içmeye devam ettim ama hiçbir zaman aynı tadı bulamadım. Kavun-çilek aromalı sodayı da bulamadım zaten bir daha.

Hiç yorum yok: