30 Haziran 2011 Perşembe

Life Goes On


Her zaman ki gibi sıradan bir gündü. Pek fazla konuşmadığım o kız ilk defa gelip yanıma oturdu. İsminin pekte önemi yok. Bir şeyler anlatmak ister gibiydi sanki. Etrafımdaki insanlar gitsin diye bekliyordu. Yalnız kalmıştık en sonunda. Anlatabilirdi, söyleyebilirdi artık söylemek istediği şeyi. Ama anlatmak için sormamı bekler gibi bakıyordu gözlerimin içine. "Ne anlatacaksın bana" dedim. Gözleri doldu. "Ne oldu?" diye sordum ve anlatmaya başladı. Tecavüze uğramıştı. Adi bir herif bütün hayatını mahvetmişti. Buna inanıyordu.
Ne diyeceğimi bilemem ben böyle durumlarda. Birinin bir yakını ölse bile gidip ona teselli veremem. Saçma gelir çünkü bu tür şeyler bana. Ne söyleyebilirsin ki "sevgilin öldü ama üzülme yenisini bulursun" böyle söylenebilir mi?
Neyse asıl konuya dönelim. "Neden bana anlatıyorsun bunu?" dedim, "Sende acı çekiyor gibisin çünkü" dedi. Afallamıştım. Bu kadar çok mu belliydi acı çektiğim? Saniyeler içinde kafamda onlarca cevapsız soru belirdi. "Başka kimler biliyor bunu" diye sordum. "Hiç kimse,sadece sen" dedi. Onu avutacak sözler bekliyordu benden. Lanet ettim o an kendime. Polisiye romanlar dışında keşke insan psikolojisini anlatan kitaplarda okusaydım dedim içimden. "Bunun hayatını etkilemesine izin verme" dedim. Ne diyebilirdim ki başka. "Belki de beni deniyordur, beni sınamak için yapmıştır bunu" dedi. Bu çok saçma geldi ve "tabi seni denemek için sana tecavüz edilmesine izin verdi. Sanırım bu mantıklı" dedim. sinirlenmiştim nedenini bilmiyorum. Bu tür düşünceler sinirlendirir beni. Her şeyi bir sınava bağlamak saçma.
O gün uzun uzun konuştuk. Bana sarılıp ağladı. O günden sonra hep yakın olduk. Daha doğrusu o yakın oldu. Onun yanında acı çekiyordum resmen. Konuştukarı çok boş geliyordu. Ama onu üzmemek için hiçbir şey demiyordum. Ben acı çektikçe o mutlu oluyordu sanki. Bir süre bu böyle gitti. Daha sonra bir erkek arkadaşı oldu. Erkek arkadaşı benimle görüşmesini istemedi. Çok görüşüyormuşuz çünkü. Doğal olarak o da diğerleri gibi erkek arkadaşının sözünden çıkmadı ve beni postaladı. Beklediğim bir şeydi o yüzden pek şaşırmamıştım.
Life goes on. Hayat devam ediyor...

Hiç yorum yok: