12 Ekim 2018 Cuma

İçeriden Notlar (No: 21 Üzgün)




Çabuk bağlanıyorum ben. Birisiyle iki gün konuşayım üçüncü gün yokluğunu hissetmeye başlarım. Bazen sevmekle alışmayı birbirine karıştırıyorum. Ben kimseyi bırakıp gidemem o yüzden. Karşı tarafın da bana alışmış olabileceğini düşünürüm ve gidemem. Ama insanlar için gitmek çok kolay. Arkalarına bakmadan gidebilirler benden. Ben üzülürüm sadece. Üzülmek herhade bu dünyada yapabildiğim en iyi şey. Espiri yapıp gülerken bile üzgünümdür aslında.
Üzülmem için o an bir şey olmasına da gerek yok. Altı sene önce kaybettiğim dedemi hatırlaıp üzülebilirim. Para için beni yüzüstü bırakan kızı hatırlayıp üzülebilirim. Kaçırdığım fırsatları hatırlayıp üzülebilirim. Ama mutlu olamam. Çok kısa sürer mutluluklarım. Böyle anlık. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Mesela doksan gün mutsuz olup doksan birinci gün bir saatliğine mutlu olduğunu düşün. Sonra doksan gün daha mutsuz. O bir saatlik mutluluk için doksan gün beklemen gerekiyor. Benim durumumda ise zaten inancını kaybettiğin için o bir saatlik mutluluğu artık fark edemiyorsun. Çünkü doksan günü bir saat için beklemek bazı şeyleri kaybettiriyor insana. İnanmak gibi mesela.

Hiç yorum yok: