Hep bir savaş halindeydi
Çoğu zaman ne ile savaştığını bile bilmezdi.
Bazen karısıyla, bazen Tanrı'yla, bazen de çocuklarıyla
Televizyonda duyduğu tek bir haber bile yeterdi
Bütün gününü mahvedip kendiyle savaşmasına.
Savaş mı seviyordu yoksa biraz olsun anlaşılmak mı?
İmamlarıyla kavga edip kovulduğu camiler vardı.
Sureyi doğru okumadı diye kızardı imamlara.
Hep bir şeylere kızardı.
Bir tek bana kızmazdı, bir tek benimle savaşmazdı.
Belki yeteri kadar kişiyle savaş verdiği içindi,
Belki de sadece sevdiği için.
İlk torununa böyle mi davranıyordu her insan?
Ramazan ayında on iki saat oruç tutar
İftara beş dakika kala
"Yeter bu kadar" diyerek yemeye başlardı.
Biz gülüyorduk buna çünkü komikti.
Beş dakikayla cenneti kaçırmak gibi.
Sonra bir şeyler oldu her zamankinden daha kızgın
Her zamankinden daha çok savaş halindeydi.
Belki de bize öyle geldi yada tahammülümüz bitti
Bu sefer biz kızdık ve yalnız bıraktık O'nu.
Yolda görünce yolumu değiştirdim bir kaç sefer
Çünkü dinlemek istemedim anlatacaklarını
Ne anlatacağını bile bilmiyordum oysa.
Bir bayram ziyaretine gittik topluca
Eli ayağı birbirine dolandı ne yapacağını şaşırdı sevinçten
Ben ki yararından başka bir şeyini görmemiştim
Ama ben de yalnız bırakmıştım.
Bu ziyaretten kısa bir süre sonra unuttu her şeyi.
Birden bire ileri düzey Alzheimer oldu.
Nasıl oldu niçin oldu cevapsız bir sürü soru.
Hastaneye götürüp getirirdim.
Son zamanlarında yanındaydım hep.
Tek fark beni tanımıyordu kimseyi tanımıyordu.
Unutması iyi olmuştu bence
Çünkü ben olsam bunları hatırlamak istemezdim.
Nedensiz kavgalarımı kendimle verdiğim savaşları
Yapayalnız kalışımı... Yapayalnız bırakılışımı...
Sonra durumu ağırlaştı hastaneye kaldırıldı.
Bilinci kapalı öylece yatıyordu hasta yatağında.
Yaklaşık bir hafta kadar öylece yattı.
Bir sabah evimde yatarken uyandım telefonun sesine.
Dediler ki "Öldü!"
Sanki herhangi bir şeyden bahsediliyormuş gibi.
Tek kelime yetiyor her şeyin bittiğini anlatmaya.
Çoğu şeyin geri alınamayacağını
Artık her şey için çok geç olduğunu
Çektiğimiz vicdan azaplarını götümüze sokmamız gerektiğini.
O tek kelimenin ağırlığı altında eziliyorsun.
Elin kolun bağlı bir şekilde.
Aradan sekiz sene ve iki buçuk ay geçti
Yaşım otuz oldu.
Bana ilerde çok büyük adam olacağımı söylerdi
İyi ve güzel mevkilere geleceğimden adı gibi emindi.
Ama öyle olmadı...
O gitti ve herkes silindi biraz.
En çokta ben silindim
Silinen yerlerim belki o güzel mevkilere gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder