24 Aralık 2017 Pazar

Pişman Bir Ölümün Hikayesi



Saçma bir tartışmadan sonra çekip gitmişti "Hoşçakal!" diyerek. Konuşulmadan görüşülmeden geçecek bir hafta daha diyordum kendi kendime. Bilmediğim daha doğrusu tahmin edemediğim bir şey oldu. Ben öldüm. Mecazi anlamda üzüntüden değil. Gerçekten, bir araba çarpması sonucu yola yapıştım. Ambulans gelene kadar çoktan ölmüştüm. Kavgamızın üzerinden iki gün geçmişti. İkinci gün artık ben yoktum.
Haberim sana nasıl ulaştı, kim söyledi, nasıl söyledi bunları hep merak edeceğim. Ama öldüğüm için asla öğrenemeyeceğim. Ölmek gerçekten çok acı veriyormuş. Haklıymışsın. Keşke haksız olsaydın daha öncekiler de olduğu gibi. Zaten kendim için mutlu bir son beklemiyordum da yine de bu biraz fazla olmadı Tanrı'm? Neyse zaten yanına geleceğim için direkt bu soruyu sana sormam da bir sakınca olmaz umarım? Tamam cennete gideceğimi söylemiyorum da en azından cehenneme girmeden önce benimle tanışırsın diye ümit ediyorum. Ölüyüm ama hala bir şeyleri ümit ediyorum çok saçma değil mi sence de?
Neyse Tanrı'm orada görüşürüz umarım.
Sana gelecek olursak. Sanırım o gece son kavgamızı son vedamızı ettik birbirimize. Son  olduğunu bilseydim bu şekilde bitmesine müsaade etmezdim. Belki de ederdim bilmiyorum. Bensiz hep daha iyi olacağına inanırdım zaten. Şimdi ben yokum. Üzülürsün muhakkak. Ama geçer. Neler geçmiyor ki hayatta bu acıda geçer. İnan bana. Son defa bana inan ve beni affet bu gece...

Hiç yorum yok: